Medya analizleri ile ilgili yazı serimin 3. bölümünde Türk Basını’ndaki Tekelleşme Biçimleri ile Tekelleşme Yöntemleri ve Tekelleşmenin Nedenlerini inceleyeceğiz. Bu yazımın  Türk Basını’ndaki tekelleşme olgusu üzerine araştırma yapan kişilerin işine yarayacağını düşünüyorum. Yapmış olduğum araştırmalarımı paylaştığım yazı serimde kaynakçaları da belirtiyor olacağım.

1.Tekelleşme Biçimleri

Diğer sektörlerde olduğu gibi dünyada ve Türkiye’de basın tekellerinin gelişimi ekonomik olarak 3 yönde olmuştur. Yatay, Dikey ve Çarpraz Tekelleşme. Medyaya giriş yapan holdinglerin yapısı, tekel biçimini belirlemektedir.

Yatay tekelleşme de, tekel bir ya da bir çok üretim alanında benzer üretim yapan firmaları kendi denetimi altında birleştirmeye çalışır. Örneğin; petrol tekelleri çoğu kere bu tip tekellere örnek sayılabilir. Medyada ise; holding veya grup iki gazeteye sahipse buna yatay tekelleşme denir.

Dikey tekelleşmede ise; bir üretim dalında benzer üretimin değişik evreleri tekellerin denetimi altına girmektedir. Bu tip tekelleşmede Rulman yapan bir tekel aynı zamanda kullandığı çeliği üreten demir ve çelik sanayilerine de sahiptir. Medyada ise; holding veya grup hem gazete, hem radyo veya televizyon kanalına da sahipse dikey tekelleşmedir.

Çapraz tekelleşmede ise; “tekelleşme salt yayınlarla oluşmaz; aynı sermaye grubu, haber ajansı, pazarlama şirketleri, reklam ajansı ile desteklenen yayınlarıyla kamuoyunu tek yönlü olarak bilgilendirmek olanağına kavuşabilir. Kitle iletişim araçlarının çeşitlemesiyle ortaya çıkan başka bir tekelleşme türü de “çapraz tekelleşme” modelidir.”[1]

Günümüzde daha çok çapraz tekelleşme görülmektedir. Aslında bu durum tehlike arz etmektedir. Çünkü bu durumda medya patronu basın dışındaki kuruluşun reklamını yapmak için medyayı kullanabilir. Ayrıca buna şahitte olmuşuzdur. Çünkü medya patronu olup, hem de banka sahibi olan kişiler kanalında bankasının reklamını sık sık yapmıştır. Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz.

 

1.1.Yatay Tekelleşme

Basın alanında yatay tekelleşme kendi yazı işleri kadrosuna sahip gazete sayısında azalmadır.

“Birden çok kitle iletişim aracının bir grubun veya kişinin kontrolü altına girmesidir. Bu iki şekilde kendini gösterir. Yatay her gazetenin kendi yazı işleri olmasına rağmen gazete sahibinin görüşlerine uygun yayın yaparlar ya da her gazetenin kendi yazı işleri olmayıp merkezde tek bir yazı işleri kadrosu vardır ve gruba ait tüm gazeteleri bu yazı işleri yönetir.”[2]

1.2. Dikey Tekelleşme

Birden çok gazete ve herhangi bir iletişim aracının kontrolü bir kişi veya grubun eline geçerde dikey tekelleşme olur.

“Gazete ve dergi üretim sürecinin kontrol altına alınmasıyla amacıyla, basın grubunun basımevi, dağıtım şirketi gibi kuruluşlara sahip olmasıdır. Dikey tekelleşmede firma ürettiği malın ham maddesini pazarlamasına kadar olan tüm aşamaları kendi yapısında toplar. Birim maliyetlerinde ve fiyatlarında düşüş sağlayarak diğer firmalara karşı önemli bir üstünlük kazanır.”[3]

1.3. Çapraz Tekelleşme

Çapraz tekelleşme ise, değişik alanlarda faaliyet gösteren kuruluşların tek elde toplanmasıdır.

“Önceleri tek bir kitle iletişim araçları çerçevesinde faaliyet gösteren kuruluşların, üretim süreciyle doğrudan veya dolaylı olarak ilgili alanlarda faaliyet gösteren kuruluşlara da el atarak faaliyetlerini yaygınlaştırmalarıdır. Bu durumda tekelleşen grup, kağıt fabrikalarını, haber ajanslarını, basımevlerini, dağıtım şirketlerini, reklam ajanslarını, radyo-TV yayıncılığını, uydu sistemleri, sinemacılık, radyo-TV üretimi ve pazarlaması gibi faaliyetleri de bünyesinde toplar.”[4]

2.Tekelleşme Yöntemleri

İletişim tekelleşmeleri pratikte 4 biçimde ortaya çıkmaktadır.

  1. A) Mali Tekelleşmeler: Basın-yayın kurumları birbirleriyle ortak ilişkilere girebilirler. Ve yapılan uzun süreli antlaşmalar sonucunda bir gazete diğerinin kontrolü altına girebilir ve zamanla bağımsızlığını kaybederek, tekelleşebilir.
  2. B) Birleşmeler: Bu durumda ise; görülen şudur. Küçük ve eşit büyüklükte basın-yayın kuruluşları birleşme kararı alabiliyor. Hatta bu birleşmeye değişik sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşlarda dahil olabiliyor.(Reklam, TV, sinema vs.) Fakat her durumda şirketlerin karar organlarının sayısında azalma görülmektedir.
  3. C) Satın alma : Zarar ettiği için kapanmak üzere olan bir basın-yayın kuruluşunun, yayın politikası değiştirilerek holding ve grup tarafından satın alına biliniyor yada kâr getiren bir basın-yayın kurumu da satın alınabilir. Bu durumda yayın politikasında hiçbir değişiklik yapılmayabilir. Yatay tekelleşme de olduğu gibi diğer tekelleşme türlerinde de satın alma, tekelleşme yöntemlerinden biridir. Ayrıca doğrudan satın alma dışında kuruluşların ise hisse senetlerini satın alarak da kuruluşu ele geçirmek bir yöntemdir.
  4. D)Anlaşmalar: Basın kuruluşlarında yazı işleri ile haberlerde iş birliği yapılabilir yada reklam anlaşmaları yapılmaktadır. Bu yol sadece gazete ve dergiler için değil, diğer sektördekilerde bu yönteme başvurarak iş birliği yapabilirler ve ortak fiyat anlaşmaları imzalayabilirler.

3..Tekelleşmenin Nedenleri

Tekelleşmenin bir çok nedeni vardır. 80’li yıllarda teknolojik alanda yapılan yatırımlar basını artık çok pahalı bir iş kolu haline getirmiştir. Gazeteciliğin pahalı bir iş kolu haline gelmesiyle birlikte merkezileşme de başlamıştır.Basın sektörü artık bir yanda geniş ölçüde reklama bağımlı hale gelirken, diğer yandan da okul sayısını artırmak için, magazinleşmeye ve birbirleriyle savaşa başlamışlardır.

“Gazeteciliğin rekabet koşullarının artması ve siyasi hükümetlerin kimi gazetelere yönelik yürüttüğü politika sonucu, bu yelpazeyi temsil eden gazetelere teker teker kapanmaya başladı. Bu gelişmeleri ancak çok güçlü basın işletmeleri karşı koyabilmiştir. Daha önceki yıllarda sahibi de gazeteci olan gazeteler hızla işadamlarının gazeteleri olmuşlardır. Küreselleşme sonucu Batıda ortaya çıkan büyük şirketlerin küçükleri ezip yok etme ve tekelleşme süreci basın alanında Türkiye’de de karşımıza çıkacaktır.”[5]

Gazetelere işadamlarının ilgi duymasını, bu işadamlarının gazetecilik yapmak istemeleriyle açıklamak ise sanırım biraz komik olur. Tabi ki böyle bir olasılıktan söz etmemiz söz konusu bile olmaz.

Hükümette iyi ilişkiler kurabilmek amacıyla gazetecilik akımına girenler sayesinde basına olan güven sarsılmıştır. Çünkü işin içine menfaatler girmiştir. Böylece okuyucular basının tarafsızlığı karşısında şüpheye düşmüşlerdir.

Basın dışı holdinglerin basını ele geçirmesinin çeşitli nedenleri olduğunu belirtmiştik. Bunların basına da hiç kuşkusuz ekonomik nedenler gelmektedir.

“Holding bünyesinde yer alan firmaların mamullerinin tüketiminde kamuoyu oluşturmak, reklama harcadığı parayı bizzat kendi yayın organında ücretsiz yayınlamak ekonomik nedenlerin başında gelmektedir.”[6]

Ayrıca medya patronları basın gibi güçlü ve seslerini herkese duyurabilecekleri bir kaynakla egolarını da tatmin etmek istemişlerdir.

“Güçlü sermaye sahipleri “Yeni Olympos”, “Yeni Tanrıların”ın farkına varmışlardır. Güç ve egemenliklerini ekranda veya yazılı basında pekiştirmek psikolojik olarak onları mutlu kılacaktır. Türkçe’miz deki “Alçak dağları o yaratmış” deyimi, ekranda artık tescillenecektir.”[7]

“Basın alnındaki tekelleşmenin bir diğer nedeni ise; kitle iletişim araçlarının kendi aralarında rekabetidir. Bu rekabet reklam pastasındaki payın giderek azalmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca basın işletmeleriyle ilgili özel bir yasal düzenlemesinin bulunmaması da tekelleşmenin yolunu açık tutmaktadır.”[8]

Tekelleşmeyi hızlandıran nedenlerden biri de reklam ve dağıtım alanındaki kartelleşmedir. Dağıtım alanında güçlü olan firmalar okuyucuya, zamanın da ulaşacak, güçsüz olan firmalar ise başarısız olarak piyasayı paylaşma şansını yitirdiler.

Genel olarak tekelleşmeye neden olan sebeplere, değinecek olursak basında tekelleşme dışında tüm tekelleşme alanlarını da içine alan bir görüşte şöyledir;

Tekelleşmenin nedeni olarak sendikalaşmanın gösterilmesi bu yolda en çok görülen örneklerdendir.

“Sendikalaşmanın tekelleşmeye yol açtığını ileri sürenler, bu görüşlerini kanıtlamak için genellikle şunları söylerler:

Sendikal örgütler içinde örgütlenerek yüksek ücret talep etmeye başlayan işçiler serbest piyasa koşullarına, ayların hareket etmiş ve ekonominin doğal konularını bozmuş olurlar. Bu yüzden özellikle sermaye sıkıntısı içinde bulunan küçük ve orta boy işletmeleri sıkıntıya sokarlar ve bunların ifasına neden olurlar. Böylece, piyasada yalnızca bir veya birkaç büyük sermayelerin kalması sonucuna varacak olan tekelleşme sürecine hizmet etmiş olurlar.”[9]

Sonuç olarak; “gazetecinin gazete sahibi olması, haberin önemli olması, ocaktan gazeteci yetiştirilmesi, gazete sahibinin düşünce biçimine göre yayının kendi içinde tutarlı belirli politika ve teknoloji açısından sorunlara yaklaşması, kısacası gazetenin gazeteci tarafından yönetilmesi, gazetenin gazetecinin işi olması, sistemi tükendi gitti.

Zeynep KAM–  İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bitirme Tezi  “Türk Basınında Tekelleşme Olgusu ve 1980 sonrası Ortaya Çıkan Yeni Gazetecilik Anlayışı”

[1] T.G.C., a.g.e., s.60

[2] Mengüverdi, a.g.e., s.4

[3] a.g.e., s.4

[4] a.g.e., s.5

[5] Ceyda Ilgaz,”Tekelleşme Olgusu ve Türk Basını”, İ.Ü. İletişim Dergisi, İst. 2000, s.219-220

[6] T.G.C., a.g.e., s.51

[7] a.g.e., s.51

[8] Aslı Yapar, “ Türk Yazılı Basınında Tekelleşme Olgusu”, İ.Ü. İletişim Fak. Der.,2002, s.43

[9] Türkiye İş Bankası, a.g.e., s. 3-4

[10] T.G.C., a.g.e., s. 60

 

  •  Medyada tekelleşme üzerine yazılarımı ‘medya’ kategorisinden takip edebilirsiniz.