Şimdi yayınlayacağım röportaj benim için çok özel bir röportaj. 15 yıllık arkadaşım Zeynep Demiralp ile keyifli bir röportaj yaptım. Üniversite sıralarındaki dostluğumuzu bir ömüre taşımaya başarmış şanslı kişilerden biriyiz. Ve dedim ki Zeynep gel, bu sefer yer değiştirelim.
Zeynep; Onur Air, Voyager ve FHM dergilerinin editörlerinden…Ve hala FHM Dergisi’ni çıkarmaya da devam ediyor. Ve bu sefer koltuğu değiştirerek, röportaj veren Zeynep oldu. Üniversite yıllarından beri fotoğraf çekmek, Zeynep için en büyük tutkuydu. Son 15 yılımın tüm fotoğraflarını genelde Zeynep çekmiştir. Hatta küçük bir tüyo da vereyim. Bloğum için benim profesyonel fotoğraflarımı çekmeyi planlıyoruz 🙂
Bir hevesle üniversite zamanı fotoğrafçılık kulübüne yazılmamız ile başlayan fotoğrafçılık tutkusu, benim için orada kaldı. Ama Zeynep hep fotoğraf makinesi ile birlikteydi. Sürekli değişen modeller ve objektifleri ile ailemizin fotoğrafçı oldu. 15 yıl boyunca tüm hayatımızı adeta ölümsüzleştirdi. Bir de arada sürprizler yapıp, basıp albüm haline getirmiyor mu, tadında yenmiyor o zaman. Sayfaları çevirdikçe ağla ağla dur valla…Gerçekten büyük bir tutku, fotoğraf tutkusu ve yıllar geçtikçe daha da anlam kazanıyor bu ölümsüz anlar.
Ve Zeynep portfolyosundaki bu ölümsüz anlarına çektiği bebek fotoğrafları ile de daha anlamlı hala getirdi. Ve artık yıllarca kendisi için çekmiş olduğu kareleri herkese açmaya karar verdi. Son günlerde çok sık duyduğumuz , çevremizde yeni doğum yapmış kişilerden de kulak aşınası olduğumuz doğum fotoğrafçılığı ile ilgili bilinmeyenleri Zeynep’ten dinlemeye ne dersiniz?
İşte size sımsıcak kareler ile bir doğum fotoğrafçılığı hikayesi…
Neden bebek fotoğrafları, nasıl başladın bu işe ?
Neden bebek fotoğrafları; çünkü değişik konseptlerle kartpostal bebekleri yaratmayı çok seviyorum diyebilirim. Fotoğraf çekmek her zaman benim hayatımda olan bir şeydi ve aslında dergi editörlüğü yaptığımdan da farklı fotoğrafçılarla çalışma şansım oluyor. Her birinden bir şeyler öğrenerek kendimi geliştirdim ve geliştirmeye devam ediyorum. Yaklaşık 15 senedir fotoğraf çekiyorum. Sadece bebek fotoğrafları değil aynı zamanda sokak fotoğrafları da çekiyorum. Fotoğraf makinesi ile sokaklarda kaybolup mutlu olan insanlardanım ben… Bebek fotoğrafçılığı maceram ise yakın bir arkadaşımın hamile kalmasıyla başladı. Önce onun hamile fotoğraflarını çektim ve o sosyal medyada paylaşınca başkaları da çekmemi istedi. Daha sonra arkadaşımın kızı dünyaya geldi ve onu değişik konseptlerle çekmeye başladım. Sosyal medyada paylaştıkça da talepler arttı ve benimde böylece kartpostal bebeklerim ve annelerim arttı…
Bir bebek fotoğrafçısı olarak çekim aşamalarından bahseder misin?
Öncelikle çekeceğim bebeğin cinsiyetini, kaç aylık olduğunu, boyunu, kilosunu öğrenip dersime çalışıyorum ve konseptler oluşturmaya başlıyorum. O kadar çok iyi fotoğraf çeken bebek fotoğrafçısı var ki eğer çekimlerinizde bir fark yaratabilirseniz kendinizi mutlu hissediyorsunuz. Ben bu anlamda şöyle bir değişikliğe gittim, bebekleri sepete koymuyorum. Ben daha çok kıyafetlerle, aksesuarlarla, etraflarını süsleyerek bir şeyler yaratmaya çalışıyorum. Bu yüzden bebek hakkında bilgileri aldıktan sonra mağazaları gezip kafamda yarattığım konseptlere uygun kıyafet ve aksesuar arayışına geçiyorum. Daha sonra çekim mekanı belirliyoruz. Hamile çekimlerimi dış mekanlarda yapabiliyorum ama yeni doğan bebekleri evde çekmeyi tercih ediyorum. Bu arada çekim günü anneden ben gelene kadar bebeğin banyosunu yaptırıp, mamasını yedirip, gazını çıkartıp, rahatlatıp çekime hazırlamasını istiyorum. Sonra malzemelerimi yerleştirip çekime başlıyorum. Çekim genelde 4-5 saat sürüyor. Çekimin sonunda da aile fotoğraflarını çekip mutlu anları, mutlu anılara dönüştürüyoruz.
Bebek çekimlerinin zorlukları nelerdir?
Tabii ki en büyük zorluk bebeklerin ağlaması. Genelde bebek fotoğrafçıları yeni doğan bebekleri ilk 15 gün içersinde çekerler. Çünkü bebekler ilk 15 gün boyunca mamasını yer ve uyur. Ben 30 gününün dolmasını bekliyorum, biraz daha ortaya çıkmaları için… O bebek bebek görüntüsü hoşuma gidiyor. Tabii ki büyüdükçe çekimleri zorlaşıyor çünkü 30 günden sonra uyurken çekmek gibi bir şey pek olmuyor. Ama güzel mimikleri yakaladığınız anda da sizden mutlusu da olmuyor. Çekimi evde yaptığımızdan odalar karanlıksa beni çok zorluyor çünkü bebeklerin gözlerine zarar vermemek için flaş kullanılmamalı. Bunun dışında kullandığım her şeyin temiz olması çok önemli. Kıyafetler, örtüler, oyuncaklar her şey her seferinde mutlaka yıkanıyor. Bir de beni iki yaş çocukları çok zorluyor 🙂 İki yaş sendromu ile başa çıktığınız an bence çok iyi bir bebek-çocuk fotoğrafçı olmuşsunuz demekt 🙂
Portfolyo için
İnstagram: zeynepsii
www.zeynepdemiralp.com
29 Haziran 2015 at 15:18
Harika olmuş, hem röportaj, hem de çekimler.. Bir anne olarak bayıldım doğrusu 🙂
Sizi seviyorum kıslarrr…
3 Temmuz 2015 at 14:21
Teşekkür ederiz 😀