Zaman zaman yer vermiş olduğum ve farkındalık yaratacağına inandığım söyleşilerimden birisini daha yayınlamaktan mutluluk duyarak, sizlere Gülşen’i tanıtmak istiyorum.
Gülşen benim şirketten arkadaşım. Sosyal sorumluluk projesi kapsamında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda işitme engelli öğrenciler ile bir araya geldik. Ve etkinlik öncesi inanılmaz heyecanlıydım. Onlarla iletişim nasıl kurabilirim diye kara kara düşünüp, internetten işaret dilini öğrenmeye çalışıyordum ki… Gülşen ben biliyorum ve öğrenmek isteyen herkese kısa bir eğitim verebilirim dedi. Nasıl yani diye önce şaşırdım ve sonra hikayesini öğrendim.
Şimdi de bu hikayeyi Gülşen’in ağzından dinleyelim…
“Bu ay bana yer verilen köşede, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında, onları biraz daha iyi anlamak adına atabileceğimiz adımlara dikkat çekmek istedim. Engelliler Haftası, içerdiği süre içinde genellikle;
10 Mayıs Engelliler Haftasının açılışı 11 Mayıs Görme Engelliler Günü 12 Mayıs İşitme ve Konuşma Engelliler Günü 13 Mayıs Ortopedik Engelliler Günü 14 Mayıs Zekâ ve Ruhsal Engelliler Günü 15 Mayıs Güçsüz Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Günü 16 Mayıs Engelliler Haftasına genel bakış etkinlikleriyle hafızalarda yer etmektedir.
Benim bu yazıyı yazma sebebim ise, iletişimde yaradılıştan gelen işitme yetisinin bulunmaması nedeni ile sorun yaşadığını fark etmiş olduğum işitme engelli arkadaşlarımız…
Yıllar önce büyüklerimizin söylemiş olduğu “Bir lisan, bir insan” sözünün de etkisinde kalarak farklı bir dil öğrenme hevesine büründüm. ”İŞARET DİLİ”…
Bizler, daha çok kariyer basamaklarını tırmanma adına, yabancı dil gelişimimize önem veriyoruz. Tabi temelinde yatan en önemli faktörü atlamamak gerekir: İletişim.
Her zaman hayatı kolaylaştırma, pratik fikirler geliştirme adına biraz fazla yorduğum bir beynim var. Ve mesleğimdeki bir fırsat, beni işitme engelliler ile buluşturdu.
Yaklaşık 9 yıllık bilişim eğitmeniyim. Bunu biraz açacak olursak; Bilgisayar İşletmenliği ile başladığım eğitmenlik yolculuğuma, Office Eğitimleri (Özellikle İleri Excel) ,Sosyal Medya Uzmanlık Eğitimleri ve Dijital Pazarlama Eğitimleri (kısa süre de olsa) ile devam ettim. Yer aldığım tüm eğitimlerin yetişkinlere yönelik olması, her yaştan, her kitleden insanlarla bir araya gelmemi sağladı. Kendi öğrettiklerim yanı sıra, onlardan da hayata dair çok şey öğrendiğimi söylemeden edemeyeceğim.
Son dönemlerde kurumsal ağırlıklı verdiğim eğitimlerden birinde, (reklama girer mi bilmiyorum ama Mercedes) kurumun talebi engelli çalışan kadrosuna eğitim aldırmaktı ve 25 kişilik sınıfın 18’ ini işitme engelli personel oluşturuyordu. Hem Excel , hem de işaret dili bilen bir eğitmen bulunamadığı için, çeviri amacıyla bir arkadaş benimle birlikte eğitimde yer aldı. Fakat bu sefer de sorun, çevirmen arkadaşımızın bilgisayar terimlerine ve Excel içeriğine yabancı olması ile devam etti. Yoğun uğraşlarla dolu olsa da, verimli geçtiğine inandığımız 2 gün geçirdik. Bu eğitim sonrasında bende, onları daha yakından anlama merakı oluştu.
Sınıftaki bazı arkadaşlar çevirmeni reddediyor, hırçın davranıyor, ısrarla kendilerini tek başına ifade edebilme çabasına giriyordu. Bu da insan psikolojisinin bir örneğiydi. “Benim kendimi ifade etmem için bir aracıya ihtiyacım yok” mesajının ta kendisiydi.
Hâl böyle olunca ben de onların dünyasına girebilme adına işaret dili öğrenmek için kolları sıvadım. Ve araştırmalara başladım. Araştırmalarımın sonunda , İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tamamen ücretsiz olan eğitimleriyle bir temel almaya karar verdim ve İSMEK Fatih Engelliler Merkezi’nin İşaret Dili kursu için açılan ilk grubuna kayıt oldum. Ne yazık ki bu eğitimler her yerde yok. Bahsetmiş olduğum branş da, İstanbul’ da sadece 3 ilçede açılmaktaydı. Fatih (Aksaray), Ümraniye ve Arnavutköy. Daha sonra bunlara Küçükçekmece de eklendi.
İkamet yerim nedeniyle, İstanbul ulaşımının zorluğunu hafta sonu da çektiğim yaklaşık 4 aylık bir sürece girdim. Eğitim alınan yerin de engelliler merkezi olması, derste öğrendiklerimizi , ders aralarında uygulama fırsatını verdi. Onlarla anlaşabildiğimizi görmek, aynı dili konuşabilmek çok heyecan verici oldu. Tabi zaman zaman yavaş olmamızdan dolayı kendi aralarında bizimle dalga geçtiklerini anlayabiliyorduk …
İşin açıklama yapmasını sevmediğim bir tarafı da, insanların genellikle yakınlarında engel olduğu için alındığı düşünülen bu eğitimi, benimle ilk bakışta bağdaştıramamaları. Çevremde böyle bir engelli arkadaşım/yakınım yok. Fakat hepimiz birer adayız. Tüm engelsizlerin, birer engelli adayı olabileceği yadsınamaz bir gerçek…
Hepiniz toplu taşıma araçlarında cep telefonunuzdaki mesajlaşmalarınıza birinin bakışlarıyla ortak olduğuna şahit olmuşsunuzdur. Bakan, okuyan ama bir o kadar da ilgisiz görünmeye çalışan insanlar…Artık ben de toplu taşıma araçlarında karşılaştığım, işaret dili kullanan kişileri çaktırmadan izliyor, anlamaya çalışıyor, ama anlama çabamı da çaktırmamaya çalışıyorum. Amacım merak değil, sadece ne kadar yol almışım, daha ne kadar yol almam gerekir ? Bunları kestirebilmek için… Bir de fark ettiğim bir şey var ki, geneli inanılmaz çok konuşuyorlar …
Her dil gibi işaret dili de kullanılmadıkça unutulabilen dillerden… Diğer bir dezavantajı ise yörelere hatta şehirlere göre bile farklılık göstermesi…Geneli bilirseniz , farklılıkların da aşılabilecek cinsten olduğuna inanıyorum. Ve bir benzerliğin de altını çizmem gerek! Nasıl Türkçe’nin eş anlamlı kelimeleri ve nereye çekersek oraya giden halleri … varsa, işaret dilinde de bir hareketin birden fazla anlamı, parmaklarınızın ufacık bir yön değiştirmesi ile farklı anlamlara dönüşmesi söz konusu…
Unutmama çabamın yanı sıra, ilerleyen süreçte eğitimin II. seviyesine ve diğer bir seviye olan İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimini almayı planlamaktayım.
İşitme engellilere özel yayın yapan kanalları, çağrı merkezi ekibini kuran firmaları ve tüm farkındalık yaratanları kutlamak gerekir diye düşünüyorum.
Engelleri hep beraber aşabilmek dileğiyle…
Mutlu bir bahar diliyorum…
8 Kasım 2015 at 17:32
Keyifle okudum, paylaşımınız için teşekkür ediyorum.
2 Aralık 2015 at 15:30
Çok teşekkür ederim Levent Bey 🙂
Sevgiler
Zeynep
2 Mart 2016 at 13:10
Değerli bir paylaşım. Emeğinize sağlık.
17 Mart 2016 at 21:45
Değerli yorumunzu için teşekkür ederim..