Dünyanın dört bir yanında yerli kültürlerinde hikâye anlatıcılarının muazzam bir sorumluluğu var: Hayat ve tabiat “ders”lerini kuşaktan kuşağa nakletmekle yükümlüler. Geleneksel örf ve âdeti korumak, ama aynı zamanda günün sorunlarıyla baş etmek için bu anlatıları kullanıyorlar. Anlatılar, tüm katliama, hatta soykırıma rağmen ayakta kalıyor: edebiyatla, eğitimle, hikâye kitaplarıyla, romanlarla, filmlerle ve tabii radyoyla. 2.400 yıl önce kadim Yunan’da Hippokrates, ‘Hayat kısa, sanat uzun…’ dediğinde tam bunu mu kastetmişti bilinmez, ama şurası kesin, hikâyeler anlatılıyor ve kalıyor.

”Sen Hiç İlk Aşkını İtiraf ettin mi?

Türkiye hikayelerini radyoda anlatıyor…
Hayat öyle kısa ki; tartışmalara,özür dilemelere, kıskançlıklara, hesap sormalara zaman yok. Sadece sevmek için zaman var.
Ve bunun için sadece “bir an” var. Hayat işte “o an “lardan ibaret… Hayata dair çıkarmış olduğum en büyük derslerden biri…
Her şeye rağmen sevmek. Ve sevginin her koşulda ifade edilmesi gerektiği…
Adını ölümsüzleştirmek istediğim ilk aşk için yazmıştım yıllar önce bu yazıyı. Ve bana özel diye kimseye de okutmamıştım.
Ama bazen senin özelin zannettiğin bir şeyler, bir süre sonra herkese ait bir duygu olabiliyormuş. Radyo yayını ve “Türkiye Hikayelerini Anlatıyor” kitabını okuyan tanımadığım bir çok kişiden mesajlar aldığımda anladım.
Bir çok kişi “keşke'”lerini hatırladı..Bazıları da yıllardır içinde yaşattığı vicdan azabından kurtuldu… Kimileri de “İyi ki “dedi..
Ben ise; her şeyi ölümsüzleştirdim. Ve en büyük “iyi ki” m oldu.
Türkiye’nin önemli yazarlarından ve hocalarından Murat Gülsoy’a minnettarım. Murat Gülsoy gibi bir ismin hikayemin editörlüğünü yapmış olması benim için gurur verici.
Hikayeme hayat veren tiyatroçu Seçil Türkkan ‘a da en derin sevgilerimi iletiyorum.
Radyo yayınını dinlemek için tıklayabilirsiniz.
Editör :Murat Gülsoy
Okuyan : Seçil Türkkan
Yazar :Zeynep Kam
Yayın : Açık radyo
Proje: Boğaziçi Üniversitesi Nazım Hikmet Ran Derneği & Açık Radyo